Müzayedelerin tarihi MÖ 5. yüzyıla kadar gidiyor. İlk müzayedeler, Heredotos’un bahsettiği, her yıl Babil’de yapılan gelinlik kız müzayedeleri ile köle müzayedeleri. Sanat müzayedeleri MÖ 3. yüzyılda görülüyor. Romalı kumandanların Anadolu’dan yağmaladıkları Yunan eserleriyle yapılan koleksiyonlara karşı uyanan merak, o zamanlarda tarihyazımıyla, küratörleriyle ve müzeleriyle modern bir sanat piyasasının örgütlenmesine yol açıyor. Bu arada savaş ganimeti heykel ve rölyefler de, fiyatlarını yukarı çekmek amacıyla müzayedelere düşüyor. Böylece, köleler, fahişeler ve tanrı suretleri bir şölen havasında geçen müzayedelerde olabilecek en yüksek değeri buluyor. Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından Rönesans’a kadar geçen zamanda müzayede gözden düşüyor. 17. ve 18. yüzyıllarda, sanatın ruhban sınıfı ile soyluların himayesinden ve siparişe dayalı bir zanaat olmaktan kurtulmasıyla birlikte, Hollanda’da örgütlenmeye başlayan sanat piyasası müzayedeleri yeniden devreye sokuyor. İlk uluslararası müzayede evi 1674 yılında Stockholm’de kurulan ve hâlâ etkin olan Auktionsverket. Onu 1744’te Londra’da kurulan Sotheby’s izliyor. Ancak, Sotheby’s 20. yüzyılda dahi uzun zaman ağırlıklı olarak kitap satışıyla uğraşıyor. James Christie de müzayede evini 1766’da Londra’da kuruyor. Baştan tablo ve mobilya satışında uzmanlaştığı için ilk gerçek “sanat müzayede evi” sayılıyor. O sırada sadece Londra’da altmış kadar başka müzayede firması var. James Christie, yönetici seçkinler arasındaki etkisi sayesinde, aralarında Çariçe Katerina’nın eşsiz koleksiyonunun da bulunduğu, soylulara ait ‘hazinelerin’ müzayedelerini düzenliyor. Müzayedeyi aynı zamanda pahalı bir eğlence, bir gösteri, toplumsal bir olay havasına sokan da Christie.
Sanatın finansallaşmasıyla birlikte giderek etkinleşen spekülatif bir araca dönüşmesi, müzayedeyi çağdaş zamanlarda sanatın örgütlenmesindeki en baskın ortam durumuna soktu. Ve büyük müzayede şirketleri, hızla küreselleşen, kendine özgü eğitim, finans, iletişim ve sergi ağlarına sahip korporasyonlara dönüştü. Bununla da kalmayarak, sanat tarihi ve eleştiri yazınını iyice kuşatarak, onları derinden kendine mal eden sanatla ilgili en yaygın ve güçlü enformasyon kaynağı oldu. Yüzyıllardır oluşan estetik kanonun ve güzellik normlarının yerini müzayede rekorları almaya başladı. Çağdaş “akademi” bugün artık Christie’s veya Sotheby’s akademileridir. Günümüzde “uluslararası sanat dünyasında kariyer sahibi olmanın yolu”Sotheby’s’den geçmektedir. Sotheby’s, Londra ve New York’taki akademik merkezlerinde koleksiyonerlikle ilgili çeşitli kurs programlarının yanı sıra lisans-üstü (MA) ve doktora (PhD) eğitimi de vermektedir. Akademik kadro, “Sotheby’s uzmanları, galeri yöneticileri, sanatçılar, tacirler, sanat avukatları, halkla ilişkiler ve pazarlama uzmanları ve pratisyenleri ile eleştirmenler ve sanat konularında çalışanlardan oluşmaktadır.” Dikkat edileceği gibi, tedrisat neredeyse sanat tarihinden arındırılmıştır. Bugün dünyada 6.000’den fazla Sotheby’s mezunu sanat yönetmektedir.